Çocuk Kitapları Yazarı
Hangi dönemde İtalyan Lisesi’nde okudunuz?
90’ların başında İtalyan Kız Ortaokulu’na girdim. 98’deyse İtalyan Lisesi’nden mezun oldum. İtalyan Kız Ortaokulundayken bize öğretmenler hep lisenin ortaokul gibi küçük ve sıcak bir ortam olmayacağını söylerlerdi. Daha büyük olacağını, kimsenin bizimle o kadar ilgilenmeyeceğini. Gerçekten öyle olmuştu. IKO’da kucağına yatıp ağladığımız Suor’ler, sınıfa giren kediler lisede yoktu. Ama benim için acı olan eskiden yetimhane olarak kullanılmış o gizemli binadan ayrılmaktı. Hayaletli olduğuna inandığım koridorlardan, başım ağrıdığında çıkıp yattığım revirden, kilitli olmadığında aralayıp baktığımız boş salonlardan uzaklaşmaktı.
İtalyan Lisesi’nde okumayı neden tercih ettiniz? Seçiminizde belirleyici etkenler var mıydı?
Ailemin her zaman İtalya’yla bir bağı vardı. Gemi kaptanı olan babam uzun yıllar İtalyan limanları arasında yük taşımıştı. Bir nebze İtalyanca konuştuğunu bile söyleyebilirim. Aldığım puanla da ya bir Fransız okuluna girecektim ya da İtalyan okuluna. İkisinden birini seç dediklerini hatırlıyorum. Babam gemideydi o sırada. Uydu üstünden konuşmuştuk. İtalyan Kız Orta demiştim. Öyle de olmuştu.
Biraz kendinizden bahseder misiniz?
İtalyan Lisesi’nde okurken elimden kitap düşmezdi. Ya hikaye yazardım, ya da kitap okurdum. İtalyanca dersinde masanın altında Proust okuduğumu, o yüzden ceza aldığımı bile hatırlıyorum (anasonlu şeker yeme cezası). Mezun olduktan sonra da bu değişmedi. Çok fazla okudum, çok fazla dolaştım, çok fazla hikaye yazdım. Önce Film ve Televizyon okudum, sonra Arkeoloji. Bir yayınevinde işe girdim. Editörlük ve çevirmenlik yaptım. Bu arada çocuk kitaplarına merak saldım. İstanbul’un ve Venedik’in gizemli tarihini anlatan Pera Günlükleri ve gemilerde yaşayan üç çocuğun esrarengiz bir kardeşlik örgütünün peşinden dünyanın en eski hikayesini aradıkları Yedi Denizlerde adlı iki kitap serisi kaleme aldım. Şimdi eşim ve iki oğlumla Amerika’nın Minnesota eyaletinde yaşıyorum ve kitaplarımı yazmaya devam ediyorum.
İtalyan Lisesi’nin hayatınızdaki yerini nasıl tanımlarsınız?
İstanbul iliklerime kadar işlemiş, bunu Amerika’ya göç ettikten sonra anladım. Liseye giderken bindiğim 7:15 vapuru, tünel, Postacı Sokak’a varana kadar yürümek… Sonra okulu kırıp İstiklal’de vakit geçirmek, Sirkeci’ye geçmek. Derslerin veya arkadaşlıkların hayatımda hala büyük bir yeri olduğunu söyleyemem ama gene de hayatım ve İstanbul şehri o okulun ekseninde şekillendi. İçimde bir İstanbul varsa, kalbi Tomtom Sokak.
Okuldayken de hayal kurardım, sonrasında kitaplarımı yazarken hep hayaller kurdum. Pera Günlükleri serisinde Venedik’te doğup büyüyen Ran ve Lusin adındaki iki kardeş anne ve babaları kaybolunca akrabalarının yaşadığı İstanbul’a geldiler ve ben onlarla hayal kurmaya devam ettim. Yazarak bu şehrin benden gizlediklerini yeniden keşfetmeye başladım. Venedik’le İstanbul’un ne kadar birbirine benzediğini ve Galata’nın Ceneviz köklerini daha iyi görmeye başladım. İyi ki İtalyan Lisesi’nde okumuşum dedim. Bana, kitaplarıma ve onları okuyan çocuklara çok faydası oldu.
Bir okuldaşımız size ne için ve nasıl ulaşabilir?
Sosyal medyadan ulaşabilir. Çocuk edebiyatı hakkında danışmak için veya çocuk kitabı basan yayınevleriyle ilgili bilgi almak için ulaşabilir. Onun dışında zorlu Amerika göçü konusunda çok bilgi biriktirdim, isteyenlere bu konuda da yardımcı olabilirim.
Kommentarer